• Ak-Fo

    • Ocak Birincisi
    • Ocak İkincisi
    • Ocak Üçüncüsü
    • Tapatalk
  • Tropheus Hakkında Her şey









    Yazan: Volkan ERİKÇİ





    ANATOMİSİ VE YAŞAM ALANLARI


    Tropheuslar (Türkçedeki yabancı kelimeler özel isim değillerse okunduğu gibi yazılır. Kelime bundan sonra Türkçe'de olması gerektiği gibi yani "trofeus" şeklinde yazılacaktır.) Afrika’nın büyük “Rift Vadisi” denilen yerdeki üç gölden (Malawi, Victoria, Tanganyika) biri olan Tanganyika gölünün sığ ve kayalık alanlarında yaşarlar. Kayalık alanlarında yaşamalarının nedeni güneş sayesinde kayalarda oluşan yosunları yemeleridir. Sığ sularda yaşadıkları için aydınlık ve bol oksijenli sulardan hoşlanırla Frontozalarda olduğu gibi (onlar Tanganyika’nın derin ve loş sularını severler) durgun ve loş akvaryumlar onları strese sokar. Trofeusu keşfeden kişi 17. yy'da yaşamış olan JS Moore'dur. Bu kişi Yunancadaki "besleyen" anlamına gelen "trophos" kelimesinden türeyen tropheus'u uygun görmüştür. Erkekleri 15 cm civarına kadar rahat büyürken dişiler de bazen erkekler kadar büyüyebilmektedirler.(Bazı durumlarda dişiler erkeklerin boylarını geçebilir. Çünkü erkek çiftleşmek ve yerini koruyabilmek için yem yemeye bile çıkmayabilir.) Trofeusun 8 ana türü vardır. Bunlar; T.Duboisi, T. Sp Black , T. Sp red , T. Brichardi, T. Annectens, T. Sp ikola, T. Sp. Mpimbwe ve T.Moorii’dir. Gölde sürü halinde otlanırlar. O halde akvaryumda da sürü halinde bakılmalıdırlar. Yalnız halde bir akvaryumda tutulan trofeus rengini atıp bunalıma girecektir.

    Tanganyika gölü dünyanın en sert sularından birine sahiptir. 8.5-9 civarı ph'a sahiptir. Bundan dolayı trofeuslar sert suları severler. Trofeus akvaryumundaki su sert olmalıdır. Genel olarak Türkiye suları zaten 7.5'in üzerindedir. Sularımız 7 derecenin altına inmediği sürece ciddi sıkıntı yaşamayız. Ancak Karadeniz gibi sürekli yağış alan bölgelerde sürekli yağan yağmur suyu barajlardaki suları yumuşatmaktadır. Onun için böyle bir durumla karşılaşılırsa suyumuzun ph seviyesini yükseltmek için bazı kimyasallar kullanmamız gerekir. Bunların başında salt lake ve buffer gelir. Biraz pahalılardır; ancak trofeus besliyorsak ve sularımız yumuşak ise almamız gerekli. Eğer ki bunlara para vermek istemiyorsak bazı yapabileceğimiz alternatiflerimiz var. Mesela akvaryuma soda dökmek gibi. Sodanın içinde çeşitli mineraller mevcuttur ve bu mineraller balıklarımızın suyunu sertleştirir. Bir diğer alternatiflerimiz salınım yapan kaya ve kum kullanmaktır. salınım yapan kaya ve kum kullanırsak kayanın ve kumun içindeki mineraller suya karışacağı için suyumuzu sertleştirir. Kum olarak da mercan kırığı yahut kalsiyumlu kum kullanırsak yine bir miktar suyumuzu sertleştirecektir. Ancak şunu çok iyi bilmemiz gerekir ki ph seviyesinin ani artışları balıklarımızı öldürecektir. Günlük bir derecenin üzerindeki artışları balıklarımızı öldürebilir. Bu sebepten ötürü suyun ph’ı ile oynayacaksak mutlaka bir ph metre yani ph ölçüm cihazı almamız gerekir. Ph'ı iki şekilde ölçebiliriz. Bunlardan birisi dijital ph metreler biri de kimyasal ph metreler. Dijital ph metrelerle ölçümler kolaydır. Suya daldırmanız yeterlidir. Kimyasalla ölçümler biraz uğraştırır ve belli bir kullanımdan sonra biterler. Kaliteli bir dijital ph metre almanızı tavsiye ederim. Tabiki eğer suyun ph'ı ile oynayacaksanız. Ben suya dokunmam derseniz ph metreye de gerek yoktur.

    İnanılmaz bölgeci hayvanlardır. Bir sahiplendikleri yeri hiç durmadan geceleri hariç her zaman savunurlar. Trofeuslar Afrika’nın sıcak bölgesinde yaşadıkları için sıcak su balığıdır. 24 derecenin altındaki sular onları hastalandırıp öldürebilir. 24 derecenin altında yavru da alamazsınız. Yaşamaları ve de özellikle yavru almak için ideal sıcaklık 26-27-28 derecelerdir.

    Kesinlikle su değişimi her balıkta olduğu gibi trofeuslar için de son derece önemlidir. Bu balıklar taze suyu inanılmaz seviyorlar. Taze suyla buluştuklarında hemen üreme durumuna geçiyor ve yavru yapıyorlar. Haftalık su değişimlerini aksatmayın ve haftada %30 civarı su değiştirin derim. Böylelikle balıklarınız yanık kalmaz, damızlıksa sürekli yavru yaparlar. Bu balıkların klora dayanıklıkları Malawiler kadar değil. Onun için değiştirilecek suyu dinlendirmenizi tavsiye ederim. En azından bir kısmını…

    Cinsiyet ayrımı son derece zordur. Zira dişiler de bazen erkekler kadar renk alır, yer tutar ve diğer balıkları kovalayıp baskınlık mücadelesi verir. Bazı hareketler tahmin yapılmasını sağlar ancak kesin bilgi ancak anal vent kontrolü ile sağlanabilir. Görünüşten dişi erkek ayrımı zor da olsa yapılabilir. Erkekler dişilerden daha renkli olur, bölge tutar ve ordan ayrılmaz, oraya giren balıkları (tüpçük çıkaran dişiler hariç) kovalar, burunlarının üzerinde bir çıkıntı olur. Kesinlikle görünüşe aldanmayıp damızlıkları satın alırken anal vent kontrolü yapılmalıdır.



    Dişi trofeus




    Erkek trofeus






    Trofeusların her türü Tanganyika gölünün belirli bölümlerinde yaşarlar.





    Göldeki doğal halleriyle trofeuslar





























    F0 balık yakalanışı





    Göldeki harika hallerinden bir video







    BALIK SEÇİMİ


    Trofeus olayında belki de en önemli hususlardan biri balıkların seçimidir. Çünkü kaliteli bir balık alınmadığında verilen bütün emeklerin, paraların boşa gitmesi bir yana; beklentilerimizi karşılamamasından dolayı hayallerimiz yıkılacak, hobiden soğuyacağızdır. Onun için özellikle yavru alacaksak son derece kaliteli, pırıl pırıl parlayan, capcanlı renklere sahip anne-babaların yavrularını alın. Yavruların anne-babalarını görmeden kesinlikle yavru almayın. Bunlar F0 yavrusu dense bile… Özellikle annelere dikkat edin. Çünkü erkekler zaten renkli olurlar. Eğer ki akvaryumdaki dişiler de erkekler kadar renkli ise işte o balıkların yavrusu alınır. Dişiler erkeklerden biraz daha soluk renkli olabilir. Ancak eğer gerçekten soluk, bulanık, koyu renkli iseler bedavaya bile verseler yavruları almayın. Çünkü aylarca bakmanın ardından emekleriniz boşa gidecektir. O kötü yavrular ne size seyir zevki verir ne de yavruladıklarında yavrularını satabilirsiniz. Yavru alacaksak eğer renksiz ve diğerlerine göre ufak olanlarından seçin. Böyle yaparak dişi olma ihtimalleri yüksek olur. Yeni doğmuş ya da 1-2 cm’lik yavru almayın. Yola dayanma ihtimalleri düşük olur. Ayrıca içerisinde duboisi haricinde ikinci bir tür bulunan akvaryumdan yavru almayın. Neden mi? Çünkü yavruların kırılma ihtimali var ve siz yavruların kırık mı değil mi olduğunu ancak aylar sonra yavrular büyüdüklerinde anlarsınız ve iş işten çoktan geçmiş olur. O kırık balığı satamazsınız bile.



    Aşağıdaki gibi akvaryumlardan gönül rahatlığıyla balık alınır. Çünkü dişileri de erkekleri de son derece renkli balıklardan oluşuyor.






    Damızlık alınacaksa yukarıda yazılanlar onlar için de geçerli. Yani hareketli, capcanlı renklere sahip balıkları alın. Acele etmeyin. Hiçbir balığın bir yere kaçtığı yok. Araştırın. Hemen ilk gördüğünüz balığı almayın.F0 alacaksanız gidip balığınızı kendiniz seçin. Çünkü her F0 balık kalitelidir diye bir şey yok. Dişilerin iri ve renkli olanlarını seçin. Türkiye’nin herhangi bir ilindeki bir kişiden alıyorsanız kesinlikle parayı yatırıp balığımı gönder demeyin. Balığınızı ya göndermezler ya da istediğiniz kalitedeki balıkları göndermeyebilirler. Dişi erkek oranları tutmayabilir. Başka şehirden alacaksanız gidin tek tek anal vent kontrolü yaparak balıklarınızı kendiniz alın. İşinizi şansa ve birilerinin merhametine bırakmayın. Balıkları seçmeden önce az bir yemle yemleyin balıkları. Böylelikle yem yemeyen balık olup olmadığını görürsünüz. Balıklardan biri yem yemiyor ya da yeme iştahla saldırmıyorsa sakın o balığı almayın. Eğer İnternetten alacaksanız balıkları, almaya karar verdiğinizde fotoğrafların o balıklara ait olup olmadığını teyit ettirin. Gerekirse adamın adını bir kağıda yazdırıp fotoğraf makinasının kadrajına sokarak balıkların fotoğraflarını çekmesini isteyin. Çünkü başkasının fotoğraflarını kullanarak balıklarını satmaya çalışan sahtekar kişiler ne yazık ki yok değil.

    Balık seçiminde dikkat edeceğiniz bir diğer husus da bir türün alt varyetelerinin bulunduğunu bilmenizdir. Mesela red reinbovun; "kasanga, kambvimba ve kantalamba" gibi alt türlerinin olması gibi. Yine duboisinin "masva, kigoma, karilani" gibi alt türleri vardır. Hangi alt türü alacağınıza karar verin ve satıcıya balıkların hangi alt türe ait olduğunu sorun.





    BESLENMELERİ


    Trofeus hususunda en çok konuşulan nokta beslenmeleridir. Herkes trofeusları tamamen otçul sanır ki bu yanlıştır. Evet trofeuslar otçuldur ancak tamamen otçul değildir. Yani otlanırken karşılarına çıkan karides, kurtçuk, zooplankton gibi minik canlılara asla hayır demezler. Onları tabiatlarında izleyen uzmanlar bu durumlara şahit olmuşlardır. Onun için hafta bir etçil beslemenin zararı olmaz faydası olur. Ancak şunu unutmayın çoğunlukla otçul beslenirler. Tabiatlarında kayaların üzerinde oluşan yosunları toplayarak beslenirler. Ağız yapısından da bu anlaşılır. Kayaların üzerindeki yosunları kemirebilmek için dümdüz bir ağız yapısı vardır. O halde sıklıkla otçul yemler vereceğiz. Sürekli kuru yem yemek sindirim sistemlerini bozar. Onun için mutlaka haftada bir tam gün haşlanmış sebzeler verin. Sürekli haşlamamak için ev yapımı yem hazırlayın. Bu ev yapımı yemin içine ıspanak, bezelye, kabak, tatlı salçalık biber, spirulana, vitamin hapı ve sarımsak ekleyin. (Ayrıntısını “ev yapımı yem” diye aratırsanız bulursunuz.) Bunun haricinde az bir şey dana yüreği ekleyebilirsiniz. Bazı arkadaşların tüyleri diken diken olmuş olabilir "trofeusa dana yüreği mi?" diye. Haftada bir vermeyle hiçbir sıkıntı olmaz ayrıca üremelerine çok faydalı olur. Deneyip görebilirsiniz. Yemleme trofeuslarda önemli. Bitkisel beslenmemenin blota sebep olduğu söylenir ancak tamamen bitkisel beslenen balıklarda bile bloat olabilmekte. O halde blotun asıl sebebi yahut tek sebebi beslenme değildir. Balıklarda hastalıkların genel olarak sebebi stres ve kötü su şartlarıdır. O halde bir balığı hastalandırmamak için sürekli ve düzenli su değişimi yapmak ve onları rahat ettirip streslendirmemek gerekir. Aşağıdaki linkte trofeuslara kullanabileceğiniz en kaliteli yemleri bulabilirsiniz.




    Her zaman güne hafif bir sabah kahvaltısı mahiyetinde otçul pul yem ile başlayabilirsiniz. Diğer yemleri diğer öğünlerde kullanın. Ayrıca pazartesi sabah şu yem, salı akşam bu yem gibi yemleme programlarını da çok anlamlı bulmuyorum. İstediğiniz öğünde istediğiniz yemi kullanabilirsiniz.




    HASTALIKLARI


    Trofeusların neredeyse yakalandıkları tek hastalık blottur diyebiliriz. Diğerleri hususunda sorun yaşandığını görmedim desem yalan olmaz. Blotun neden kaynaklandığı hakkında kesin bilgi yoktur. Kimisi bakterileri, kimisi kurtları, kimisi de çok miktarda ve sürekli kuru yem yemekten dolayı tıkanmak olarak gösteriyor sebebini. Eğer ki kaliteli yemler kullanır, düzenli su değişimi yapar ve haftada bir tam gün sırf yeşillik verirseniz bu hastalık kolay kolay semtinize uğramaz. Ancak bazen her şey mükemmel giderken birden balığınızda ya da balıklarınızda bloat belirtileri görünebilir. Erken teşhiste balığınızı kurtarma ihtimaliniz yüksektir. Onun için balıklarınızı sürekli izlemelisiniz. Eğer ki aşağıdaki belirtiler ortaya çıktığını görürseniz dikkatli olun.

    - Yemi ağzına alıp tükürme
    - Diğer balıklardan uzaklaşıp yüzmeme
    - Şeffaf dışkı çıkarma
    - Renkte koyulaşma


    Bu görüntülerle karşılaşırsanız hemen paniğe kapılmayın. Çünkü bu belirtiler blotun belirtileri olduğu gibi blot olmadan da ortaya çıkabiliyor. Şöyle ki: Mesela beğenmediği ya da alışık olmadığı yemle karşılaştığında veya toksa yemi ağzına alıp tükürebilir. Yine açken şeffaf dışkı çıkarırlar. Herhangi bir stresten dolayı rengi atabilir. O zaman öncelikle yapacağımız şey şudur: O gün yemlemeyip ertesi gün acıktıklarında onları en sevdikleri yemle yemlemek. O balığımız hala yemi alıp tükürüyorsa o zaman sorun var demektir ve tedaviye geçmeliyiz. Tedaviye erken başlanırsa sonuç alınması muhtemeldir. Tedaviye geç geçilirse tedaviden sonuç alınması zordur.


    Tedavi

    Balığı ana tanktan ayırmayın derim. Zira ayırdığınızda çok stres yapıyor. Ana tankta ilaçlamayı yapın. İlaç olarak Flagyle, Clout veya Baktopur Direk kullanabilirsiniz. Flagyle filtrenizdeki yararlı bakterileri öldürmezken diğerleri öldürür. Onun için diğerlerini kullanıyorsanız tedaviden sonra %50 su değişimi yapıp filtrenize bakteri ekimi yapmalısınız. Tedavi ise şu şekilde gerçekleşir: 50 litreye bir tablet olacak şekilde tabletleri toz haline getirip eritip suya dökün. Bazı yerlerde yazdığı gibi her gün su değişimi yapıp yeniden ilaçlamaya gerek yok. Bu ilaçlar antibiyotiktir. Antibiyotiklerin etki göstermesi için en az 3 gün kullanılması gerekir. O halde tedavi en az 4-5 gün sürmelidir. Siz ilaçlamayı yapın ve sonraki su değişimi olan 7 gün boyunca ilaçlı dursun. Böylelikle sonuç alma ihtimalimizi artırmış oluruz. Hasta balık yem yemez. Ancak yerse şanslısınız demektir ve balıkların yemlerine de ilaç emdirebilirsiniz. (Yemlerinize ilaç emdirecekseniz Sera Granugreen'i tavsiye ederim. Hiçbir yem onun kadar su emmez. Ancak sadece hastalık zamanında ilaç emdirip verin. Normal zamanlarda ilacı da bu yemi de kullanmayın.) Az yemleyin, yeşillik verin ve ilaçlı sudan oksijen alımı zorlaştığı için suya bol oksijen verin.
    Düzenli su değişimi yapıldığı takdirde diğer hastalıklara yakalanmaları mümkün değildir diyebiliriz.





    ÜREMELERİ


    Trofeusların üremesi diğer balıklara göre zor ve yorucudur. Üremeleri 8 cm civarı yani 8-9 aylıkken başlar. Ancak ağızlarında yavru tutmaları 1,5-2 yılı bulur. Hem az yavru verirler hem de zor yavru verirler. Dünyanın en az yumurta yapan balıkları trofeuslardır. 5 tane ile başlar 20'ye kadar çıkar. Bazı türler 20'ye hiç çıkmazlar. Üremeleri için yavrudan alıp büyütmeyi düşünüyorsanız uzun, yorucu ve bazen sıkıcı bir serüvene hazırlıklı olun. Bana kalırsa trofeus türüne yavru alayım, satayım para kazanayım düşüncesiyle bakılmamalı. Zira yukarıda da belirttiğim gibi geç yavru verir, zor yavru verir, az yavru verir. Para kazandırmaz mı kazandırır lakin meşakkatlidir. Asıl derdiniz para kazanmak olursa sizi bıktıracaktır. Ancak asıl derdiniz trofeus bakmaksa balıklarınızı beslersiniz yavrularsa satarsınız, yavrulamazsa sıkıntı yapmazsınız. Trofeustan istediğiniz sadece yavru almaksa yavrudan alıp büyütmekle uğraşmayın. Çünkü sizi çok uğraştıracaktır. Damızlık balıklar alın. Böylelikle direk yavru olayına geçebilirsiniz. Ancak F0 balıklara bakmak da yavruya bakmak kadar kolay değildir. Zira onlar kuru yeme ve Türkiye’nin sularına alışık değillerdir. Balıklarınızın bir kısmını yahut tamamını kaybedebilirsiniz. Balık bakmayı çok iyi bilmiyorsanız trofeusa ve F0 olayın girmenizi tavsiye etmem. Eğer ki balıklarımız yumurta verecek ve ağızda tutacak duruma geldiyse, akvaryumda da sorun yoksa balıklarımızın üremesi bir düzen girecektir. Geç ve az sayıda da olsa yavrulamaya başlayacaktır. Trofeuslar, Malawi’ler gibi ağızda kuluçka yaparlar. Yani yumurtlayıp yumurtalarını ağızlarında toplar ve yaklaşık 1 ay ağzında kuluçkaya yatırır. Bu süre zarfında yem yemez. Ancak yemlerden ufak parçaları ağzına alıp yutmaya çalışırlar. Malawi’lerde olduğu gibi yumurtlamış balıklarımıza uygulayacağımız iki yol var: Birincisi kusturmak ikincisi yavrularını annesinin bırakmasını sağlamak. Eğer ki birinci yolu seçtiysek 1 haftadan önce kusturmayın. Malawi’lere göre daha geç alınması gerekiyor yumurtaların. Yoksa yumurtaların mantarlaşması kaçınılmazdır. En azından bir kısmının... Kusturup kuluçka makinasına koymamız gerekir. Eğer ki ikinci yolu seçtiysek anneyi 15 günden sonra ayrı bir akvaryuma ayırmamız gerekir. Anne zamanı gelince yavruları ağzından salacak, gezdirecek, yem yedirecek, bir tehlike hissettiğinde hepsini geri ağzına toplayacaktır. İki yöntem de kullanılabilir. Bu sizin tercihinize kalmış.
    Trofeuslar çok eşlidirler. Onun için onları bir erkeğe en az 5-6 dişi düşecek şekilde besleyin. Bir akvaryuma 2 erkek yeter de artar bile. Akvaryumunuz çok büyük değilse (2 metre ve üzeri) 3. erkek kendisine çiftleşebileceği bir yer bulamaz. Gereksiz yere 2 erkekten fazlasını akvaryumda tutmayın. Ya satın ya hediye edin. Çünkü 2 erkekten fazlası erkekler gereksiz yere yem yer, suyu kirletir, çiftleşmeyi böler, yumurta tutmuş dişinin yumurta atmasına sebep olur.
    Trofeusların yavrulaması için akvaryumun kaya ile doldurulmasına gerek yoktur. Kaya ile doldurulmuş bir akvaryumdan bir balığın çıkarılması son derece zordur. Akvaryumunuzu istediğiniz gibi dekore edebilirsiniz ancak akvaryumun en sağ ve en sol tarafına iki erkeğinizin sahipleneceği şekilde kayalar yerleştirin. Bu U şeklinde de olabilir, büyük iki kayanın dip dibe yerleştirilmesi şeklinde de olabilir. Erkeklere böyle bir yer yaptığınızda erkekler hemen orayı sahipleneceklerdir. Dişimiz ağzına yumurtalarını doldurduktan sonra hiçbir şey yapmamıza gerek yok. O ne yapacağını biliyor. Ağzından yumurtalarını atarsa da yapacak bir şey yok. Balığınızın yumurtalarını tutmasını beklemeniz gerekiyor. Bazı durumlarda balıklarınızın ağzının doldu olduğunu, yem yemediğini ama yavru çıkarmadığını bazen ağzındaki şişliğin indiğini sonra yine ağzının şiştiğini görebilirsiniz. Bunun sebebi ağzına yumurta değil hava, kum gibi şeyleri doldurmasıdır. Ağzını şişirerek yavrusu varmış gibi gösterir ve böylelikle diğer dişilere üstünlük kurar ben baskın erkekten yavru yaptım diye. Ayrıca erkeğin bölgesine diğer dişilerden daha rahat girip çıkar. Bazen bu işi öylesine abartırlar ki karınları açlıktan çok ciddi miktarda içine çöker ama bu oyuna hala devam eder ve yem yemezler. Böyle bir durumda yapacak bir şey yok. Balığınızın bu oyunu bırakmasını beklemekten başka...
    Karınlarından kurtulan ve serbest yüzüşe başlayan yavrularınızı artemya ya da anne babalarına verdiğiniz yemleri toz haline getirip verebilirsiniz. Artemyadan korkmayın. Protein kesesi içinde doğan bir yavruya proteini yüksek olan artemya hiçbir zarar vermez. İlk başlarda sıkça verebilirsiniz, sonraları yavaş yavaş düşürürsünüz bu oranı. Protein oranı fazla olan yemlerden kullanın. Bu dönemde New Life Specturum’un “Grow” adlı yemini, ve Gemma’nın “Pro Baby” adlı yemini kullanmanızı tavsiye ederim. Yavrularınızın yanık kalmaması (büyüyememe ve boylarının ufak kalması olayına yanık ya da kavruk kalma denir.) için sık sık su değişimi yapın.
    Trofeuslar Malawi kadar sık yavru yapmazlar. Onlar 1 ay civarı yavru yaparlarken trofeusların bakımına göre değişmekle birlikte 40-50 günü bulmakta. Bazen 2 ayda bir yavru yaparlar. Onun için onların bu süresini kısaltacak, yavru yapımını tetikleyecek şeyler yapmamız gerekiyor. Bunun başında yukarıda belirttiğim gibi taze su geliyor. Sonrasında çok kaliteli besinler geliyor. Dana yüreği işte bu arayı kısaltmada çok etkin. Dana yüreği yerine su piresi gibi canlı yemler de haftada bir kez verilebilir. Canlı yem yavru yaptırmada çok etkin bir besindir.
    Trofeuslar kendi aralarında çiftleşebilirler. Onun için tek tür ya da diğer türlerle çiftleşmeyen duboisi ile başka bir tür beslenebilir.


    Kasakalave ile ikolanın çiftleşmesi




    İkola ile bemba çiftleşmesi




    Trofeuslar yavrularına bakarlar ve diğer koloni üyeleri de genel olarak yavrulara bir zarar vermez. Ancak bazen dokunuşların şiddeti artıp ufaklıkları öldürebilir yahut sakat bırakabilir. Bu sebepten anne babalarının akvaryumuna 3-4 cm’den önce koymamak gerekir. Bana kalırsa hiç koymamak gerekir. Çünkü damızlıklar günde 2-3 kere beslenirken yavruların 4-5-6 kereye kadar beslenmeleri gerekir. Ayrıca damızlıkların yedikleri 1 milimlik yemleri yemede zorluk çekeceklerdir. Bir de büyüklerden kendilerine gerektiği kadar yem de kapamayacaklardır.


    İşte harika görüntüler












    TROFEUS AKVARYUMU KURULUMU


    Yanlış kurulum yahut yanlış bakımdan dolayı özellikle F0 diye tabir edilen ithal balıklardan binlerce lira zarar edenler bulunmakta. Hatta bazen kolonisinin tamamını kaybedenler mevcut. Hem balıklar hem balıkların sahibi hobici arkadaşlar adına bu çok üzücü bir durum. O zaman bu balıkları almadan önce öncelikle UZUN UZUN VE DİKKATLİCE TROFEUS HAKKINDA YAZILAN MAKALELERİ OKUMALIYIZ. Sonrasında bu balık hakkında sorulan soruları ve verilen cevapları... Böylelikle hatalar sürekli arka arkaya tekrar etmez. Şeyh Sadi Şirazi ne güzel diyor: "Akıllı kişi o kişidir ki başkaları kendisinden öğüt almadan o başkalarından öğüt alır." O halde işe, şimdiye kadar yapılan yanlışlıkları ve doğruları okuyarak başlamalısınız. Trofeus akvaryumu kurulumunun öncelikli şartı kanaatimce budur. Bir büyüğe sormuşlar "Edebi nerden öğrendin?" diye o da demiş ki "Edepsizlerden!". Edepsizlerin yaptıklarını yapmayarak bir kişi edepli olmuş olur. O halde trofeus öldürmemeyi nerden öğrendin denildiğinden trofeus öldürenlerden diyebiliriz.

    Trofeus hakkında yazılan her türlü makaleyi ve yazıyı okuduk ve her şeyi öğrendik ve artık bu harika canlıyı beslemeye hazırız. O halde sıra akvaryumumuzu almaya geldi. En temel şartlardan biri bu hayvanların büyük akvaryumlarda bakılması gerektiğidir. Büyük akvaryumlarda bakmamız hem onları rahat ettirir hem de daha az sorunlar yaşayacağımız için bizi... Daha fazla bir seyir zevki yaşatması da cabası olur. Peki ölçülerimiz ne olacak derseniz en azından 100-50-50 olması gerektiğidir ki bu en az ölçü olduğunu bir kez daha belirtmek isterim. Tanganyika ve Malawi gölü uzmanlığı ile tanınan Ad Konings, bu tür balıklar için 4-5 metrelik akvaryumlar öneriyor. Tabiki bu yapılamayacak bir durum. Ancak buradan şunu anlamalıyız ki bu balıklara verebileceğimiz en büyük ölçülerdeki akvaryumları vermeliyiz. Şunu aklınızdan çıkarmamalısınız: Trofeus erkekleri akvaryumun yarısını sahiplenirler. 2 metrelik bir akvaryumda 1 metresini, 1 metrelik akvaryumda 50 cm'ini... O halde biz onlara 70 cm'lik bir akvaryum verdiğimizde erkeğimiz 35-40 cm'lik bir alanı sahiplenecek ve geriye kalan balıklarımıza 30 cm gibi küçücük bir alan kalacak. O halde akvaryumumuzu sonradan değiştirmek çok ciddi sıkıntı olacağından en başta yaptırabildiğimiz kadar büyük yaptırmalıyız. Asgarinin 1 metre olduğunu unutmayın. Standart ölçüler 150-60-60'tır. Daha büyüğü size kalmış.

    Akvaryumu yeni yaptırdıysanız muhakkak akvaryuma hiçbir şey koymadan suyla doldurup 1 gün öylece bekletin. Buradaki amaç silikon kokusunun ve zehrinin gitmesini sağlamaktır. Akvaryumcunuz "Bu akvaryum silikonu ile yapıldı, gerek yok!" dese de siz benim dediğimi yine de yapın. Akvaryum silikonu ile de yapsa (zaten normal silikonla yapılması düşünülemez bile.) çok ağır bir koku oluşmakta akvaryumda ve bazen zehirlenmeler oluşmaktadır. Akvaryumunuzu bir gün bu şekilde beklettikten sonra bu suyu boşaltın ve akvaryumunuzu normal şekilde kurun. Kumunuzu serip kayalarınızı yerleştirin. Kum olarak kalsiyumlu kum, mercan kırığı gibi suyunuzu sertleştirecek kumlar kullanabileceğiniz gibi istediğiniz herhangi bir kumu da kullanabilirsiniz. Kalsiyumlu kum aldıysanız her sene ekleme yapmalısınız kuma. Çünkü sürekli erimekte. Siyah renkli kum karizmatik görünse de siyah kum kullanan arkadaşlar bu rengin balıkları strese sokup renklerini mükemmel sergilemediğini belirtmekte. Siyah haricinde bir renk seçebilirsiniz. Hangi kumu alırsanız alın 0 ya da 0.5 büyüklüğünde kum alın. Böylelikle kumun arasına pislik ya da yem kaçmasını önlemiş oluruz. Ayrıca denitrifakasyon (nitratı azota çeviren bakteriler) bakterileri için de uygun yer hazırlamış oluruz. Yine akvaryumda siyah fon kullanmayın. Kaya olarak en çok gnays ve fosil türü kayalar kullanılıyor. İstediğiniz herhangi bir kaya olur. Buz taşını da tavsiye ederim. Gayet güzel görünüyor.


    Gnays türü kaya




    Fosil türü kaya





    Buz taşı




    Akvaryumumuzu kurduktan sonra sıra suyumuzu dinlendirmeye geldi. Suyumuzu 2 gün dinlendirsek klorun gitmesi için yeterlidir. Bu arada akvaryumda sanki balık varmış gibi iç ve dış filtre çalışmalı mümkünse akvaryuma hava verilmeli. 2. günün ardından sıcaklık 24 derece veya üstüne çıktıysa artık sıra biyolojik döngünün başlatılması için yararlı bakterilerimizin eklenmesine geldi. Bunu akvaryumculardan satın alabileceğimiz bakteri kültürleri ile gerçekleştirebileceğimiz gibi sağlıklı bir akvaryumdan su alıp kendi akvaryumumuza dökerek de yapabiliriz. En iyisi başka bir akvaryumun dış filtresindeki ya da samptaki filtre malzemelerini yıkayarak oluşacak çamurumsu suyu alıp kendi sampımıza yahut dış filtremize dökmektir. O çamurumsu suya rengini veren çamur ya da pislikler değil bakterilerdir. Onlar bizim için çok önemlidir. Bir kovanın içinde akvaryumdan aldığımız suyla filtre malzemelerini yıkayın ve kendi filtrenizin içine dökün. Bunu yapmadan birkaç gün öncesinde akvaryuma ya biraz yem atın ya da çürümekte olan marul gibi bir yeşillik atın. Böylelikle bakterilerimiz gelmeden önce akvaryumumuzda amonyak oluşturmuş ve biyolojik döngünün başlangıcı olan amonyak bakterilerini aç bırakmamış ve döngüyü başlatmış oluruz. Bakterilerimizi de akvaryumumuza ekledikten sonra bir iki gün içinde artık balıklarımızı ekleyebiliriz. Burada bir şeyden bahsetmemiz gerekecek: Bazı arkadaşlar akvaryum kurarken haftalarca hatta aylarca beklenmesi gerektiğini söyler. Ben buna katılmıyorum. Klorun uçması için 1-2 yeterlidir. Biyolojik döngünün oturması için de aylarca beklemeye gerek yok. Yukarıda anlattığım üzere bir filtreden bakterileri taşıdığımızda beklememizi gerektirecek bir durum kalmayacaktır. Biyolojik döngümüz yeni oluşuyor olduğu için bir hafta yemlemeyi az yapın. Birden yemlemeye başlarsanız amonyak veya nitrit dönüşümü tam olarak gerçekleşemeyebilir ve bu da bizim için sıkıntı oluşturur. Yeni kurulan akvaryumlarda birkaç günün ardından sisli bir görüntü oluşabilir. Bunun sebebi biyolojik döngünün tam oturmamış olmamasıdır. Yapılacak şey basittir. Birinci gün dinlenmiş su ile %50'ye yakın su değişimi yapın, 2. gün yine % 50'ye yakın su değişimi yapın. Sonrasında yine bakteri ekimi yapın. Böylelikle sorun hallolmuş olacaktır. Trofeuslar pahalı balıklar. Riske atmayın. Benim size tavsiyem trofeuslarınızı akvaryuma koymadan önce 3-5 tane lepistes yahut sarı prenses, yunus gibi Malawi balıkları koymanızdır. Onları balıklarınız gelene kadar birkaç gün besleyin. Balıklarda herhangi bir sorun olmadığını görürseniz böylelikle akvaryumunuzun hazır hale geldiğini anlamış oluruz. Ayrıca akvaryuma bu balıkları koymadan önce yukarıda belirttiğim gibi yem atmayın. Marul koyun. Çünkü suda çürüyen yemleri bu balıklar yerse balıkları öldürebiliriz. Hiç balık koymayacaksanız yem atabilirsiniz.

    Ve balıklarımız geldi. Eğer ki balıklarınız aynı şehirde oturduğunuz birisinden geldiyse işiniz nispeten(!) daha kolaydır. Çünkü hayvanlar aynı su şartlarından geliyor. Eğer ki F0 diye tabir edilen balıklar ise işimiz daha zordur. Kesinlikle acele etmeyeceğiz. Öncelikle balıkları akvaryuma aktarmadan önce bir hava hortumu vasıtasıyla balıkların bulunduğu kovaya ya da kaba akvaryumdan yavaş yavaş su akıtılması gerekiyor. Hava hortumumuz yoksa bir kap yardımıyla akvaryumdan alacağımız suyu belirli aralıklarla balıkların bulunduğu yerin ters köşesine yavaş yavaş dökün. Bu çok ama çok önemli. Zira balıkların şehrinizin sularına alıştırılması gerekiyor. Yoksa balıklarınızın hepsini kaybedebilirsiniz. Bu arada bir de hava taşı koyun kaba. Sonrasında 1 saat sonra akvaryumdaki ve balıkların bulunduğu kaptaki suların sıcaklıkları eşitlendiyse artık balıklarımızı salma vakti gelmiştir. Balıkları tek tek kepçe ile yakalayıp akvaryumunuza salın ve acele etmeyin yakalamak için. Zaten stresli olan balıklarınıza bir de siz sıkıntı eklemeyin. Balıkların geldiği suyu akvaryuma dökmeyin. Kesinlikle 1 gün yem atmayın. Atsanız da büyük ihtimalle yemeyeceklerdir zaten. Çünkü o anda balıklarınızın derdi yem değil ortama alışmaktır. Hemen ışıkları kapatın. Gündüzse akvaryumun üzerini bir örtü ile örtebilirsiniz. Bu onları sakinleştirecektir. Balıkları akvaryuma koymadan önce akvaryuma b vitamini de dökebilirsiniz. Bu balıkların sinir sistemine etki edecek ve stresi atmalarına yardımcı olacaktır. Ertesi gün balıklarınızın saklanmadığını görüyorsanız ve en önemlisi de akvaryumun camında aşağı yukarı inip inip çıkmıyorlarsa stresleri gitmiş demektir. Özellikle cama yapışıp aşağı yukarı inip inip çıkıyorlarsa bu onların stresli olduğunun göstergesidir. Örtüleri açtığınızda da ışıkları hala yakmayın. Işık balıkları ürkütebilir. Balıkların rahat olduklarını görürseniz akvaryumun önüne oturun ve akvaryuma çok yaklaşıp onları izleyin. Böylelikle onlar da sizi izlesin ve sizden zarar gelmeyeceğini anlasınlar. Akvaryumun önünden sık sık geçmeyin ve yavaş hareket edin. Bu onların sakinleşmesini sağlayacaktır. Hayvanların ilk güne göre sakinleştiğini görürseniz sıra geldi yemlemeye. İlk günlerde otçul pul yem kullanın ve çok atmayın. Acele etmenize gerek yok. İlerleyen günlerde gönlünüzce yemlersiniz. Ancak şimdi acele etmeniz sıkıntıya sebebiyet verebilir. Bloatun kesin sebebi bilinmiyor. Kimisinin bu hastalığın sebebinin bakteriler, kimisinin parazitler, kimisinin de bu hastalığın sebebi olarak hayvanın midesinin ve bağırsaklarının yemle tıkanmasının olduğunu söylediklerini belirtmiştik. Hal böyle olunca zaten stresli olan balığı yemle doldurursanız hayvanın bloata olan yakınlığını tetiklemiş olursunuz. Tane yemlere sonra geçin. Eğer ki balıklarınızı daha önce besleyen bir kişiden almışsanız hangi yemleri kullandığını öğrenin. Çünkü balıkların alışık olmadıkları yemleri kullanırsanız balıklarınız alışık olmadıkları bu yemlere burun kıvırıp yemeyebilirler. Siz de sıkıntı yaparsınız bir sorun mu var diye. İlk başlarda en beğendikleri yem ile besleyin ki attığınız yeme hayır demesinler. Bazı durumlarda yoldaki stresten dolayı balıklarınız bunları yapsanız da yine yem yemeyebilirler. Bu sıkıntılı bir durumdur. Yapabileceğiniz birkaç alternatif söyleyeyim. Öncelikle birkaç gün bekleyin. Balığınız açlıktan ölmez. Diğerleri gayet güzel yem yiyip de o balık hala yemiyorsa o zaman artemya çıkarabilirsiniz. Artemya o kadar lezzetli bir canlıdır ki onu yiyebilecek boyda olup da hiçbir balık ona hayır diyemez. Siz de artemya çıkarırsanız büyük ihtimalle ufak ufak alacaktır. Bu işe yaramazsa bir taşı su dolu kovaya koyup balkondaki güneşli bir yere yerleştirirseniz kaya yosun tutacaktır ve büyük ihtimalle balığınız bu yosunlardan ufak ufak koparacaktır. Olur da hala bunlara burun kıvırıyorsa o zaman yapacak pek bir şey kalmıyor. Benim başıma bu olay geldi. F0 balıklarımdan 3 tanesi gelmelerinin üzerinden aylar geçmesine rağmen yem yemiyorlardı. Balıklarımın açlıktan ölmemesi için bir şırınganın ucuna en ince serum hortumu taktım ve zeytinyağının (midesini ve bağırsaklarını açması için) içine vitamin (açlıktan ölmemesi için) eritip hayvanların ağzına hemen her gün sıktım. Bu eleştirilecek bir yöntem olabilir ancak balıklarım aylardır açtı ve ölmek üzereydi. Ve sonunda 3 balığımdan 2 tanesini kurtarıp yem yedirmeye başladım. İnşallah böyle bir durumla karşılaşmasınız zira insanı zihnen ve bedenen çok yoran bir durum.

    Balıklarınızı bir-iki hafta az yemledikten ve sorun olmadığını gördükten sonra azar azar yem miktarını artırabiliriz. Balıklarınız yavru ise günde 4-5-6 kere, damızlık ise 2-3 kere besleyin. Hafta bir kere de artemya, su piresi yahut dana yüreği verebilirsiniz.
    Trofeuslar, Tanganyika'nın sığ sularında yaşarlar demiştik. Trofeuslar aydınlık akvaryum isterler. Onun için akvaryumlarımızı aydınlık yerlere kurmalıyız yahut akvaryumlarımızı aydınlatmalıyız. Renkli ışıklar kullanmayın. Beyaz ya da gün ışığı kullanın.

    Trofeusların gölde bulunduğu ortamlar oksijen bakımından zengindir. Akvaryumunuzdaki oksijen miktarını artırın. Akvaryumunuzda samp varsa zaten yeterince oksijen sağlayacaktır. Dış filtre varsa akvaryumunuza oksijen kazandırmaya çalışın. Bu balıklarınızın daha rahat olmasını ve daha rahat büyümesini sağlar.

    Trofeusların bulunduğu yerdeki sular hareketli sulardır. Trofeuslar hareketli suları severler. Onun için bir iç filtre ya da dalga motoru temin etmeniz balıklarınızı mutlu eder.

    Trofeus akvaryuma bitki ekebilirsiniz. Ancak otçul balıklar oldukları için narin bitkileri ya yiyeceklerdir ya da koparacaklardır. Anubiasa ve mercimeğe bir şey yapmıyorlar. Ancak saz gibi narin bitkileri param parça ediyorlar.

    Trofeuslar çoğu balık gibi temiz berrak suları sever. O zaman dış filtremizi ya da kafa motorumuzu akvaryumdaki suyu saatte en az 2 kere çevirebilecek kadar almalıyız. Siporax, zeolit gibi maddelere hiç gerek yok. Çünkü ben bir faydalarını görmedim. Samp kullanıyorsanız sampınızın gözlerini biyolojik sünger ve elyaf ile doldurmanız yeterlidir. İki elyaf arasında mutlaka biyolojik sünger olsun. Aksi takdirde belli bir zaman sonra iki elyaf suyun akışını tıkıyor.
    Su değişimlerinde tuza hiç gerek yok. Sadece bazen saldırgan olduklarından dolayı birbirlerinin pullarını sökebiliyorlar. İşte o zaman mikrop kapmaması ve yaranın hızla iyileşmesi için tuz kullanılabilir. Öbür türlü hiç gerek yok.


    Özetle:

    - En başta alabileceğiniz en kaliteli balıkları ya da onların yavrularını alın.

    - Büyük akvaryum hazırlayın.

    - Kaliteli markalardan farklı çeşitlikteki yemlerle besleyin. Yeşillik vermeyi ihmal etmeyin.

    - Alışık olmayan balıkları çok yemlemeyin.

    - Sürekli su değişimi yapın.

    - Balıklarınızı sürekli gözlemleyin.

    - İmkanlarınız el veriyorsa Türkiye'de aylardır bulunan damızlıklardan alın.

    - Balık beslemeye bu türle başlamayın. Öncelikle Malawi gibi dayanıklı türlerle balık beslemeyi öğrenip sonrasında bu türe geçiş yapın.

    - Trofeus türüne red reinbov, ilangi, kriza gold, albino kipilli gibi nazik türlerle değil; duboisi, ikola, bemba gibi daha dayanıklı türlerle başlayın.

    - Ve son söz: TROFEUSTAN KORKMAYIN! Sadece biraz daha ilgi isteyen ve diğer balıklardan farkı olmayan bir türdür. Oturmuş bir koloninin sürekli yüzmelerle, kovalamacalarla ve sergilediği renklerle verdiği zevki çok az balık verir.




    İşte en çok bilinen ve aranan trofeus türleri









    Gelelim her zamanki gibi özel görüntülere



    Her trofeusçunun hayali olan görüntü




    Türünün kusursuz örnekleri red reinbovlar






    Bu da bizden olsun.





    Makale tamamen şahsıma aittir. Makale, iznim alınmadan başka bir yerde yayınlanamaz, alıntı yapılamaz!


    This article was originally published in forum thread: Tropheus Hakkında Her şey started by View original post
    Comments 30 Comments
    1. melankoliaxe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      melankoliaxe -
      çok yararlı bir makale olmuş teşekkürler..
    1. pele - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      pele -
      Öncelikle faydalı paylaşımlarınız için çok teşekkürler.Şimdi benim aydınlanamadığım tek bir konu var bu konu hakkında bana yardımcı olabilirseniz çok sevineceğim.Eşleşme için dana yüreği demişsiniz? bunu bi işlemden geçiripde mi? vereceğiz yoksa çiğ mi ne bileyim anlayamadım ?
    1. halituzun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      halituzun -
      Bende uşakları ekleyeyim. Biyolog olarak test akvaryumum. Saygılar.




      Bjk Vatandaşı
    1. halituzun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      halituzun -



      Bjk Vatandaşı
    1. Volkan ERİKÇİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      Volkan ERİKÇİ -
      Alıntı pele Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
      Öncelikle faydalı paylaşımlarınız için çok teşekkürler.Şimdi benim aydınlanamadığım tek bir konu var bu konu hakkında bana yardımcı olabilirseniz çok sevineceğim.Eşleşme için dana yüreği demişsiniz? bunu bi işlemden geçiripde mi? vereceğiz yoksa çiğ mi ne bileyim anlayamadım ?
      Ev yapımı yem diye aratırsanız bütün ayrıntısını bulabilirsiniz. Dana yüreği çiğ olacak.
    1. knamre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      knamre -
      Halit Bey akvaryumunuz çok güzel görünüyor maşallah.
    1. halituzun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      halituzun -
      saol üstad


      Bjk Vatandaşı
    1. MUSTAFA KARAAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      MUSTAFA KARAAL -
      selamun aleyküm öncelikle bu güzel makale için kendi adıma teşekkür ederim bende yaklaşık bir senedir İKOLA besliyorum balıklarım sağlıklı çok şükür makaleyi baştan sona okudum ben hiç protein yem kullanmadım vede ıspanak bezelye gibi besinleri balıklarım yemiyolar.Bu bana bi sorun oluşturur mu?
    1. Volkan ERİKÇİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      Volkan ERİKÇİ -
      Alışmadıklarından yemiyorlardır. Yemiyorlar ve de bir sorun yaşamıyorsanız yedirip yedirmemek size kalmış. Balıklarda sorun yoksa bizim için de sorun yok.
    1. MUSTAFA KARAAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      MUSTAFA KARAAL -
      vede sormak istediğim bikaç şey daha var balıkları hala korkuyolar ani harektte hemen kaçıyolar sonra geliyolar elimle harekte yapınca geliyolar ama ayağa kalktığımda kaçıyolar renklerini değiştiriyolar alışamadıkları için mi başka sebebi olabilir mi?

      vede benim boyları konusunda sıkıntım var tam olarak büyümediklerini düşünüyorum ne zamana kadar büyüdüklerini merak ediyorum videolar izliyorum resimlere bakıyorum benim balıklarım küçükmüş gibi geliyo ortalama 6 cm civarı balılarım
    1. Volkan ERİKÇİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      Volkan ERİKÇİ -
      Troplar diğer balıklara nazaran daha korkaktırlar. Alışmaları zordur. Benimkiler 2 yaşında hala ani hareketlerde kaçışıyorlar. Alışmasını beklemekten başka yapabilecek bir şey yok. Trofeuslar zor büyürler. Benim gözlemim red rainbov gibi türler daha da bir zor büyüyor. Onun için düzenli yemleme ve su değişimi yapıyorsanız sizin yapacaklarınız bitmiştir. Gerisi artık onlara kalmış. Hızlı boy atmazlar ancak büyürler. İlerde eskide kalmış fotoğraflarına bakınca anlayacaksınız büyüdüklerini.
    1. MUSTAFA KARAAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      MUSTAFA KARAAL -
      teşekkür ederim bilgiler için elimden geleni yapıyorum.
    1. MUSTAFA KARAAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      MUSTAFA KARAAL -
    1. MUSTAFA KARAAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      MUSTAFA KARAAL -
    1. İsmail35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      İsmail35 -
      Ustam Ellerine Gönlüne Sağlık Çok Güzel Bilgiler Ben Tropeuslarda Yeniyim Daha Doğrusu Balık Konusunda Yeniyim Bir Kolonim Var Kasakalave Vede Yeni Yumurta Aldı Ağzına 10 - 15 Kadar Var Ağzında Sizin Tavsiyelerinizi Aynen Uygulayacağım Çok Teşekkür Ederim Saygılar...
    1. İsmail35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      İsmail35 -
      Selam Arkadaşlar Benim Kasakalave Balıklarım Var Dişi Ağzına 10 - 15 Kadar Yumurta Aldı 2 Gün Önce Şimdi Takip Ediyorum Ağzını Açarken Gördüm Ağzı Boş Acaba Yutmuş Olabilirmi Bunlar Yumurtalarını Yutarmı Bilmiyorum Yada Bir Yere Bırakırmı Bana Bilgi Verirmisiniz Rica Etsem...
    1. iLDEGEZ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      iLDEGEZ -
      Eğer ağzında yoksa yumurtalar ua yutmuştur yada akvaryum ortamından rahatsız olup atmıştır..İlk yumurta almasıysa bir dahakine yada ondan sonrakini beklemenizi tavsiye ederim..
    1. İsmail35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      İsmail35 -
      Teşekkür ederim kardeşim çok ta sevinmiştim sağlık olsun dediğin gibi bidahakine bilgi verdiğiniz için tşk ederim...
    1. Volkan ERİKÇİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      Volkan ERİKÇİ -
      İsmail abi öncelikle troplar ilk yumurtalarını tutmazlar. Tutan çok çok nadirdir. Yumurtalarını tutmaya 1.5 yaşlarında başlarlar. Düzenli yavru vermeleri 2 yaşını bulabilir. Balıkların 1.5 yaşından küçük ise hiç dert etme. Ağzını doldurup boşaltanı daha çok göreceksin. Yumurtalarını yuttuklarını değil ancak bir koşturmaca yahut yem yeme anında attıklarını çok gördüm. Açlığa dayanamadığı için yumurtayı atıp yeme saldırıyor. Bunlar normal. Yapabileceğin bir şey yok. Tutmasını bekleyeceksin. Özelden sorduğun 3. koloni meselesine gelirsek akvaryumun çok büyük olmadığı için ve bunlar aralarında çiftleşebildiği için kesinlikle tavsiye etmem. Senin akvaryumuna 2 tür yeter de artar bile. 3. türü koyarsan fazla gelir. Sayı olarak da en fazla 10-15 balığı tavsiye ederim.
    1. İsmail35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
      İsmail35 -
      Teşekkür Ederim Kardeşim Tavsiyene Aynen Uyacağım Bem Acemiyim Bu Yaştan Sonra Balık Hevesi Başladı Hiç Bişey Bilmiyorum Sayenizde Öğrenecez Benim Gönlümden Blak Kriza Ve Dububoisi Var bU iKİ Türü Düşünüyorum Tekrar TŞKLER İZMİR,Den Selamlar...