Yazan: Volkan Erikçi
Merhaba dostlar. Üretimhane kurmak isteyen, kurmayı planlayan, aklında soruları olan arkadaşlara bir nebze yardımcı olmak istiyorum. Japon, lepistes gibi türlerle başlayan akvaryum sevdası Malawi ciklitleri ile devam eder ardından ya Tanganika'ya geçilir yahut üretimhane sevdası başlar. Zira evde sürekli yavru alındığı için, yavru almak kolay olduğu için üretimhanenin de bunun biraz büyüğü olacağı zannıyla üretimhane planları başlar. Ancak kısa sürede görülür ki üretimhane kurmak ve idame ettirmek hiç de evde balık beslemeye benzemiyor.
Evde 15-20 balık beslenirken üretimhanede en azından 200-300 balık besleniyor ve sürekli sorunlar çıkıyor. Öncelikle şunu belirtmem gerekiyor arkadaşlar: Balık beslemeyi üretimhaneyi kurduktan sonra öğreneceksiniz. Şimdi biliyorum deniliyor ancak sorunlarla karşılaştıkça balık beslemenin ne olduğu görülüyor. En azından bendeniz için durum böyle oldu. Balık işinden iyi anlıyorum derken üretimhaneyi açtıktan sonra akvaryum işinden anlar oldum. Hala da tam olarak anlama işi bitmedi. Biraz daha fazla yol kat etmiş olduk sadece.
Sevgili arkadaşlar çevremde gördüğüm ve beni hayretlere düşüren şu ki balık işine daha başlayalı 1 ay olmuş/olmamış kişilerin üretimhane sevdasına düşmesi. Dostlar lütfen. Sakın böyle bir hataya düşmeyin. Aceleniz ne? Üretimhane kaçıyor mu? Forumları iyice dolaşın, bütün makaleleri okuyun, sorular sorun, sorulmuş sorulara verilen cevapları okuyun, evdeki akvaryumda karşılaştığınız sorunları çözmeyi öğrenin, balıkların bütün isteklerini, dertlerini, neyi sevdiklerini neyi sevmedikleri gibi konuları iyice öğrenin sonrasında üretimhane sevdasına düşün. Bu ne kadar zaman alır? Bu sizin kendinizi geliştirmenizle alakalı bir şey. En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Sarmaşık kısa sürede büyür kısa sürede ölür, çınar uzun zamanda büyür yüzyıllar yaşar.
Sevgili dostlar üretimhane kurma aşamasına geçmeden en çok merak edilen soruya cevap vereyim. Üretim işinde para var mı? Evet kesinlikle var. Zira ülkemizde akvaryum sevdası çok ciddi bir hızla büyüyor. Eskiden 70 cm'lik akvaryumumu görenler " Bu ne böyle kocamanmış!" diyorlardı şimdi 70 cm'lik akvaryuma lepistes, japon haricinde balık bile koymuyoruz. Demek istediğim şu ki akvaryumlar büyüdü. Daha çok balık alınıyor ve tabiki nüfusun da artışıyla birlikte kocaman bir sektör var elimizde. İstediğiniz kadar balık yetiştirin asla elinizde kalmaz. Ne kadar kazanacağınız ne kadar balık yetiştirdiğinize bağlı. Üretimhane kurma aşamalarına geçmeden evvel öncelikle yapmanız gereken profesyonel bir üretimhane gezmenizdir. Ne nasıl konulmuş, ne nasıl yapılıyor, nasıl su değiştiriliyor, nasıl yemleniyor gibi pekçok konudan hiçkimseden öğrenemeyeceğiniz bilgiler edinirsiniz. Anneannemin söylediği gibi: El hırsızı olmayın göz hırısızı olun.
Şimdi gelelim üretimhane kurmaya. Acele etmeyin. Hemen bu hafta ya da bu ay kurulacak diye bir şey yok. Her şeyin en iyisini ve en ucuzunu bulmaya çalışın. Acele etmek şeytandandır. Tekrar söyleyeyim piyasanın bir yere kaçtığı yok.
1- MEKAN:
Bir dükkan da bulabilirsiniz, evinizin altındaki bodrumu da kullanabilirsiniz mekan olarak. Evinizin altı olursa harika olur. Zira kira vermezsiniz, istediğiniz gibi kullanırsınız, çık diyeniniz olmaz ve evin altında olduğu için istediğiniz zaman müdahale imkanınız olur. Böyle bir imkanınız yoksa dükkan bulmak zorundasınız. Arkadaşlar bulacağınız dükkanının kirasını minumumda tutmaya çalışın. Zira bir sorun olur da dükkan çalışmayıverirse dükkanın kirası belinizi bükmemeli. Mümkünse dükkanınız kare yahut dikdörtgen olsun. Yerleşme problemi çıkmaz. İstediğiniz gibi yerleşebilirsiniz ve dükkanın her yerini kullanabilirsiniz. Şekli bozuk bir dükkanda sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Kirası ucuz ise bir bodrum bile tutabilirsiniz. İlla ki yer üstünde olacak diye bir şey yok. Zira mekanda önemli olan güzellik değil kullanım ve kirası.
Profesyonel ve çok güzel bir şekilde kurulmuş bir üretimhane.
2- ISINMA:
Ülkemizde balık üretmede en büyük dezavantaj, ısı konusudur. Zira yazın problem çıkmazken kışın çok ciddi problem yaşanmakta. Pekçok ilimiz kışın ciddi soğuklar görmekte. Isı konusunda sorun yaşamamak için çok iyi bir izalasyon yaptırmanız gerekir mekanınıza. Kesinlikle paradan kaçınmayın. Çünkü kaçındığınız para ısı kaybı ve tabiki yakıt parası ve yavru alamama olarak size geri dönecektir. Unutmayın yavru almada en önemli konu ısıdır. Isı yoksa yavru da yoktur. Onun için en iyi yalıtımı yaptırmaya çalışın ki bir daha ısıyla derdiniz olmasın. Mekanı kesinlikle kaloriferli tutmaya çalışın. Çünkü kaloriferle aylık ısınma gideri daha düşük olur hem sürekli sıcak olur hem de her gün soba yakmakla uğraşmazsınız. Suların sıcaklığı 26 derecenin üstünde olsun. Daha altında yavru almanız zorlaşır 24 altında imkansızlaşır. Gördüğüm en ideal sıcaklık 27-28 derece.
Sobalı bir yer tuttuysanız baca temizliğine önem verin. Kömür tutuşmadan dükkanı terk etmeyin. Bir arkadaşım bu hatayı yaptı ve soba, dumanı dışarı vermiş ve sabah geldiğinde 3000 civarı balığının öldüğünü görünce neler yaşağıdığını tahmin edebilirsiniz. Her şeye yeniden başladı.
3- AKVARYUMLAR:
Arkadaşlar akvaryumlarınızı yaptırabildiğiniz kadar büyük yaptırın. Büyüklük sizleri ve balıklarınızı rahat ettirecektir. Hem çok sayıda balık koyabilirsiniz akvaryumlarınıza, hem onların rahat etmesini sağlarsınız.Bazı arkadaşlar 1 metre yeterlidir diyebilirler ancak benim fikrim akavaryumların 1 metreden büyük olması yönünde. Ölçülerin en aşağı 120-50-50 olması yönünde. Üretim akvaryumları üst üste konulacak şekilde yapılır. Mobilyalı yapılmaz. Cama cam akvaryumdur. Demir profillerin üzerine konur. Fiyat olarak iyi araştırma yapın. Unutmayın ne kadar ucuza mal ederseniz o kadar sizin menfaatinize. Ayrıca üretimhaneyi yarın bir gün satacağınızda ne kadar ucuza mal ederseniz o kadar ucuza yani o kadar kolay bir şekilde satabilirsiniz.
Akvaryumların tamamı teslim edilmeden akvaryumcuya paranın tamamını vermeyin. En fazla 200-300 lira gibi bir kapora verin, gerisi akvaryumlar yapılınca diyin. Böylelikle hem adam yapmam veya sonra yapacağım diyemez hem de akvaryumlarda bir sorun olduğunda istediğinizi yapmak zorunda kalır.
Karınlarından kurtulmuş yem yemeye başlamış balıkları biraz büyüyünceye kadar aşağıdaki kaplara koyabilirsiniz. Ayrıca akvaryum yaptırmaya gerek yok. Ayrıca taşınırken kolaylık olur.
4- AKVARYUMLARI HAZIRLAMAK:
Akvaryumlar teslim edildikten ve yerleştirildikten sonra akvaryumlara hiçbir şey yapmadan onları suyla doldurun. Bir gün böyle sadece suyla dursun. Ertesi gün suları boşaltıp balıkların yaşayacağı asıl suyumuzu doldurun. Bunu yapmaktaki amacımız her ne kadar akvaryumlar akvaryum slikonu ile yapılmış da olsa zehirlenmelere sebep olabilmesidir. Asıl suyu doldurduktan sonra bol hava vererek suyumuzdan kloru uzaklaştıralım. Ertesi gün sularımızın sıcaklığı 25-26'ya geldiyse bakteri ekebiliriz. Bunu şu 2 şekilde yapabiliriz. Her akvaryuma Sera Nitrivic dökerek (ki bu biraz pahalıya mal olur) ya da bir üretimhaneden sağlıklı olduğunu gördüğünüz akvaryumlardan pipo filtreleri yıkayarak oluşan çamurumsu suyu akvaryumlara dökerek. İlk başta akvaryumlarınızın suyu çamur gibi olacak ancak ertesi gün su tertemiz olacaktır. 2 gün sonra da dip çekimi yaparak dipteki artıkları alırsınız. Böylelikle artık akvaryumlarımız balıklarımızı koymaya hazır olacaktır. Üretimhanelerde her akvaryuma ayrı hava motoru konmaz. Bir tane büyük hava motoru alarak bütük akvaryumlara basması sağlanır. Bunun nasıl yapılacağını tarif etmek buradan biraz zor. Onu gittiğiniz üretimhanede göreceksinizdir. Akvaryumlarınıza bir pipo filtre koymanız yeterlidir. Ancak bana kalırsa iki adet koyun. Hem biyolojik döngünüz daha rahat olur hem de suyunuz daha berrak olur. İç filtre koya da bilirsiniz koymaya da... Size kalmış. İki pipo filtre koyarsanız pek gerek kalmaz. Akşam dükkandan çıkarken de bütün akvaryumları kontrol edin hava verilmeyen var mı diye. Çünkü bazen kapak hortumu kıstırıp havayı kesebiliyor farkında olmadan.
Filtreleriniz aşağıdaki gibi kaliteli süngerden yapılmış altında ağırlık olan filtrelerden olsun. Vantuzlu olanlar zamanla eskiyor ve sürekli yerinden çıkmaya başlıyor.
Aşağıdaki akvaryumda bulunan filtreler çok sağlıklı ve kaliteli değiller.
Üretim akvaryumlarına kum koymaya gerek yok. Hatta koymamak daha iyi olur. Dip çekimi yaparken daha rahat olursunuz. Ortamı ısıtacağınız için ısıtıcı da koymayınız. Zaten her akvaryuma ısıtıcı koyarsanız elektiriğin hakkından gelemezsiniz. Dekorasyon için herhangi bir kaya ya da küp koymaya gerek duymuyorum. Onlar olmadan da gayet rahat ürüyorlar. Kaldı ki küp koyunca baskın balık küpü ve çevresini (yaklaşık akvaryumun yarısını) sahipleniyor ve oraya kimseyi yaklaştırmıyor. Hatta oradan yem yemek için bile çıkmadığı oluyor.
Bana göre üretimhanenin en önemli ekipmanlarından biri güç kaynağıdır. Mutlaka bir güç kaynağı alıp hava motorunuzu ona takın. Çünkü ülkemizde sürekli elektirik kesintileri oluyor. Bazen uzun süreli olabiliyor. Gecenin bir saatinde elektirikler kesilse ve sabaha kadar gelmese nereden haberiniz olacak! Sabah dükkanınıza geldiğinizde karşılacağınız manzara dünyanızı başınıza yıkabilir. Benim iki bilgisayarı çalıştıran bir güç kaynağım vardı. Hava motorunu ona takmıştım ve bir kere uzun süreli elektrikler gitmişti ve sıkıntım olmadı. Saatlerce çalıştırdı hava motorunu. Eğer o olmasaydı bütün balıklarım ölebilirdi.
5- BALIKLAR:
Balıklar tabiki üretimhanenin temeli. Balıkları temin etmede önümüzde iki yol var. Birincisi balıkları damızlık olarak başkasından almak. İkincisi yavru alarak kendimiz damızlık yapmak. Bu ikisinin de avantajları dezavantajları var. Bu önemli konuyu şu şekilde olumlu ve olumsuz yanlarını sırayalım:
Damızlık almak:
Direk yavru almaya başlarsınız, üretimhanenin giderleri çıkmaya başlar hatta kar etmeye başlarsınız. Bunun yanında pahalıya mal olur, size gelen balıklar yavrudan kesilmiş yahut kesilmek üzere olan balıklar olabilir. Balıklarda sağlık problemi olabilir. Kısır olabilir... Bunun yanında çok uygun fiyatlı bir koloni bulursanız da kaçırmayın derim. Yalnız dişilerin boyları 10 cm'i geçmesin. Zira o boydan sonra balıkların yavrulama zamanı yavaş yavaş geçiyor olacaktır. Damızlık alırken dikkat etmeniz gereken çok önemli bir konu da balıkların kalitesidir. Kalitesiz bir balığı bedava bile verseler akvaryumlarınıza koymayın. Zira insanlar sizden aldıkları balıkların 5-6 ay sonra kaliteli olmadıklarını, kırma olduklarını görürlerse adınız kalitesiz balık satıyor diye çıkar ve kimse sizden balık almaz. Mesela yunuslarınız kafalı olsun, sarı prensesleriniz sapsarı ve lekesiz olsun, imparatorlarınız net renkli parlak renkli olsun.
Çok önemli bir konu da başka bir şehirden damızlık alacaksanız balığı görmeden parayı göndermeyin, gidin balığınızı görerek kendiniz alıp gelin. Atlayın otobüse gidip balıkları görün, tek tek anal-vent kontrolü yaparak balıklarınızı kendiniz getirin. Parayı yatırıp gönder balıklarımı derseniz ya göndermezler ya da söz verdikleri dişi sayısı yerine erkek gönderebilirler. Profesyonel olun. İşinizi şansa ve birilerinin merhametine bırakmayın.
Yavrudan büyütmek:
Kaliteli yemlerle sorunsuz balıklar yetiştirmiş olursunuz, istediğiniz sayıda damızlık elde edersiniz, genç damızlıklarınız olur, birbiriyle uyumlu koloni oluşturmuş olursunuz, ucuza mal etmiş olursunuz. Bunun yanında yaklaşık ilk yavruları almak için 5-6 ay beslemeniz ve ilgilenmeniz gerekir. Bana kalırsa aceleniz yoksa kesinlikle damızlıklarınızı yavrudan büyütmenizdir. Şunu unutmayın yaklaşık her ay en az 40-50 tane yavru veren bir balığı hiç kimse 10 liradan satmaz. Satıyorsa ya üretimhanesini kapatıyordur yahut artık balığın işi bitmiştir. Acele etmeyin, alın yavruları ve iyi bir bakımla harika damızlıklar üretin kendinize. Damızlık üretinken de kesinlikle kaliteli yemler kullanın. Alabalık yemlerini kullanmayın.
Her ne kadar iyi bakarsanız bakın balık ölümleri olacaktır. Onun için mutlaka damızlıklarınız tam bile olsa senede 1-2 parti damızlık yetiştirin. Damızlığa ayırdığınız yavru sayınızı dişi ihtiyacınıza göre belirleyin. Bir akvaryumdan 10 dişiye ihtiyacınız varsa 20-25 balık büyütün. Çünkü yaklaşık yarısı dişi çıkar o da sizin işinizi görür. Ani bir ölüm olabilir, yahut bir hastalıktan veya sebepsiz yere ölümler olur yetişenleri onların yerine koyarsınız. Hiçbir şey olmasa bile üretimhaneniz büyümüş olur.
Hangi türleri üretmeli?:
Burada değinmemiz gereken önemli bir konu da hangi balıkları üretmek konusu olacaktır. Hangi balıkları üretelim. Mümkünse hepsini! Hepsini üretemeyeceğimize göre mümkün mertebe sayıyı fazla tutmak gerekir. Şunu unutmayın: Toptancı yahut akvaryumcu 3-4 çeşit balık olan yerden balık almaktansa aynı fiyatta 10-15 çeşit balık olan yerden almak ister. Peki hepsini üretemeyeceğimize göre hangi türler olmazsa olmazdır? Malawi türleri olmazsa olmazdır. Sarı prenses, beyaz prenses, yunus, paslı, mavi prenses gibi türler hiçbir zaman satışı bitmeyecek türlerdir. Yavru iken renksiz olan imparator gibi türleri akvaryumcular pek tutmamakta. Auratus biraz saldırgan olduğu için de pek tutulmuyor. Hobiciler ilgi gösteriyorlar lakin ben 30-40 balığın satışıyla uğraşmam derseniz bu balıklara girmeyin derim. Mbuna türleri ilgi gösterilen türler ancak az yavru veriyorlar. Girmenize gerek yok gibi geliyor bana. Ya da sonraki iş diyebiliriz. Size kalmış. Malawi türlerinin yanında lepistes, melek, kılıç gibi türlere girerseniz ve ciddi bir üretim yaparsanız kesinlikle piyasada tutulan bir üretici olursunuz. Zira akvaryumcular o balığı ordan bu balığı burdan almak için uğraşacağına bir kişiyle muhatap olup istediği bütün balıkları almak tabiki işine gelir ve daha rahat olur.
Akvaryumlarınıza en az 20 dişi koyacak şekilde kolonilerinizi hazırlayın. 20 güzel bir sayıdır. Ancak 15 altındaki koloniler uğraştığınıza değmez diyebiliriz. Akvaryumunuzu büyük yaptırırsanız 20'den fazla da koyabilirsiniz. Çok sıkışık olmamak kaydıyla unutmayın ne kadar dişi o kadar yavru demek.
6- BÜYÜTME:
Sevgili dostlar üretimhanede yavru almaktan sonraki en büyük uğraşlarınızdan biri yavruları büyütmek olacaktır. Satış yapabilmeniz için Malawi balıklarınızın en az 3 cm boya ulaşması gerekiyor. Yavru büyütmenin 3 temeli vardır. Sürekli su değişimi, sürekli yemleme ve ufaklıkların yüzebileceği geniş alan.
Su değişimi: Akvaryumda dışkılardan oluşan amonyak/amonyum bakteriler sayesinde nitrite, nitrit de yine bakteriler sayesinde nitrata dönüştüğünü biliyorsunuz. Nitrat başka bir şeye dönüştürülemez. Akvaryumdan bir şekilde uzaklaştırmak gerekir. Zira balıkların kavruk yani ufak kalmasında çok ciddi bir etmendir. Her şey mükemmel olsun ancak su değişimi yapmayın balıklarınız gerçekten ya hiç büyümeyeceklerdir ya da az büyüyeceklerdir. Nitratı akvaryumdan uzaklaştırmanın iki yolu mevcut. Su değişimi ve akvaryuma bitki konması. Bitkiler nitratı emerler. Ancak su değişimsiz bu yetmez. Mutlaka su değişimi yapılmalı. Bitki genellikle konmuyor ancak siz ışık görüyorsa üretimhaneniz koyabilirsiniz. Su değişimlerini kaç zamanda bir yapalım derseniz mümkünse her gün derim. Her gün olmazsa 2-3 günde bir. O da olmazsa en geç haftada bir. Tabiki bu yavrular için geçerli. Damızlıklara haftada bir su değişimi yapsanız yeterli olur. Yavrulara her gün yapsanız çok güzel olur. Ancak bu sizi zorlar. Onun için 2-3 günde bir - yaparsanız balıklarınız çok hızlı büyür.
Yemleme: Yavru balıklar mümkün olduğunca çok yemlenmeli. Azar azar sürekli...Günde yemleyebiliyorsanız 4-5-6 kere yemleyin. Buna imkanız yoksa sabah ve akşam karınlarını şişirin. Yem olarak protein oranı en fazla olan yemleri tercih edin. Bu alabalık yemleri de olabilir, kaliteli bir markanın da yemi olabilir. Artemya çıkarabilirsiniz, uğraşmak istemezseniz kabuksuz artemya da verebilirsiniz. Yağlarından ve sinirlerinden arındırılmış ve çekilmiş daha yüreği verebilirsiniz.
Yüzebileceği geniş alan: Balıklar yüzmezse yediklerini harcamazlar ve acıkmazlar. Böylelikle öğünlerde az yerler. Bu da yavaş büyümelerine sebep olur. Ayrıca çalışmayan kas küçülür. Kırılıp alçıya alınan kolumuzun 1-2 ay sonra zayıflaması gibi. Onun için balıklarınızın kaslarının gelişmesi ve de çok yemesi için sürekli yüzebilecekleri geniş yerler oluşturun. Bu yerler akvaryum olabileceği gibi bir su tankı, betondan bir havuz, yahut demirden yapılmış ve içine kalın naylon serilmiş bir havuz da olabilir. Ne kadar olsun derseniz, 1.5 metre iyi bir ölçü üstü size kalmış. İstediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Üretimhaneniz küçükse şu sistemi de uygulayabilirsiniz: Mesela 1 metrelik bir akvaryumunuz var ona güçlü bir iç filtre takarsınız ve suyu hızla çevirttirirsiniz. Böylelikle balık olduğu yerde akıntıya karşı yüzer. (Tabiki karşı koyamayacağı aşırı bir akıntı oluşmayacak.) Tıpkı koşu bantında koşmak gibi balığı yüzdürmüş olursunuz. Ancak akşamları kapatın ki balık rahat rahat uyusun.
7- SATIŞ VE PAZARLAMA:
İstediğiniz kadar balık üretin insanlar sizi tanımadıkları takdir bir tane bile satamayacaksınız. Onun için kendinizi insanlara tanıtmanız gerekli. Bunu önce ilanlarınızla sonrasında kalitenizle yapacaksınız. İlanlarınızı forum sitelerine verebileceğiniz gibi ülkemizde en çok takip edilen ilan sayfası olan Sahibinden.com'a da verebilirsiniz. Gerçekten etkildir. Özellikle ilk başlarda "üst sıradayım" dopingi verirseniz herkesin sizden haberi olacaktır. Yalnız şunu unutmayın! İnsanları bir kere kandırabilirsiniz. Onun için balığınız hususunda yalan söylemeyin. En baştan boyunu, cinsiyetini doğru söyleyin, sözünüzden dönmeyin, söz verdiğiniz gün balıkları gönderin. Gönderemeyecekseniz özür dileyerek mazeretinizi ifade edin. Böylelikle insanlarda güven uyandırın. Bunları yaparsanız zaten bir zaman sonra ilan vermenize gerek kalmayacak. Tanımadığınız insanlar "Abi numaranı falancadan aldım sizde balık varmış." diyerek sizi bulacaklardır. İkinci bir altarnatifiniz de toptantıya balık satmaktır. Toptancıyla çalışabilmeniz için aylık ciddi sayıda (birkaç bin) balık üretmeniz gerekir, boyu 3 cm'in altında olmaması gerekir ve biraz daha uygun fiyatlı vermeniz gerekir. 80-90 kuruş gibi. (Malawi ciklitleri için.) 10 kuruş eksik kazanırsınız ancak her ay ürettiğiniz balığın tamamını paranızı alırsınız ve satacağım diye uğraşmadan bir kişiye gönderirsiniz. Kafanız rahat olur. Ancak toptancının sizinle çalışabilmesi için her ay aşağı yukarı aynı balık sayısını tutturmanız gerekir.
8- HASTALIKLAR:
Balıklarınıza kaliteli ve yeterince yem verirseniz, su değişimlerini aksatmazsanız bu başlık kolay kolay sizi ilgilendirmeyecektir. Ancak bazen hiçbir sorun olmayan, gayet güzel yem yiyen bir akvaryumda/balıkta akşamdan sabaha sorun çıkabiliyor. Onun için hastalıkların belirtilerini ve tedavi yollarını bilmeniz gerekir. En çok karşılaşılan sıkıntılar karın çökmesi veya şişmesi, göz fungusu, balıkların birbirine vurup kuyruklarını, yüzgeçlerini yırtması. Bunlar ve bunun benzeri sıkıntıların çözümlerini öğrenmeniz gerekir. Bazı sorunlarla sıklıkla karşılaşılır ve tedavisi basittir. Bazıları ise pahalı ve meşakkatlidir. Hazırlıklı olun. Ev yapımı yemlerin karın çökmesine veya şişmesine çok iyi geldiğini gördüm. Ev yapımı yemlerden haftada bir kere verildiğinde kesinlikle karın çökmesi yahut şişmesi yaşamadım. Ayrıca otçul balıklara pul yem verildiğinde de sorun yaşamadım. Pul yem biraz daha pahalı ancak sorun yaşamamak için değer.
Evet arkadaşlar yukarıda anlatmaya çalıştıklarım en temel bilgilerdir. Bunlar sadece başlangıç bilgileridir. Daha yaşayarak ya da danışarak öğreneceğiniz çok şey var. Sonuca şu şekilde bağlayalım.
-Üretimhaneyle ilgilenmek zor mudur?
-Evet çok zordur. Zorluğu işin bitmemesidir.
-Para var mıdır?
-Evet kesinlikle para vardır.
-Açtığıma değer mi?
-Profesyonelce, büyükçe bir yer açarsanız evet değer. (En azından 50 civarı damızlık akvaryumlu bir yer)
-Tek başıma halledebilir miyim?
-Başka bir işle birlikte üretimi ek iş olarak yapıyorsanız kendi başınıza çok zor. Olmaz değil ancak bütün hayatınızı alır elinizden.
Aziz dostlar! Ben üretimhanemi devrettim. Çünkü başka hiçbir şeyle ilgilenemiyor insan. Kafası sürekli orada oluyor. Hafta içi çalış, hafta sonu çalış. Hastalıklı balıkları, yemini, suyunu,şuyunu, bunu derken hiçbir iş yapmadığınız zaman bile kafanız orada olmaktan dolayı yoruluyorsunuz. Eğer yukarıda dediğim gibi ek iş olarak yapacaksanız bir eleman tutmanız gerekir. Yoksa sizi fazlasıyla yorar. Geçen gün konuştuğum trofeus üretimhanesi açan bir abim açalı 6 ay olmuş ve üretimhaneyi satmayı düşünüyor. "Hocam 6 ayda evde en fazla 30 kere yemek yemişimdir." diyor. Her gün bir tek öğün yemek yese 180 öğün yapar. Bazı günler tek bir öğün yiyememiş demek ki. Bunları kendim de yaşadım. Bir başka tanıdığım "120 akvaryumum vardı. Sabah namazlarına kadar su çekimi yapıyordum. Dayanamadım sattım." diyor. Arkadaşlar bunları gözünü korkutmak için söylemiyorum. Sadece neler yaşayacağınızı bilmeniz için söylüyorum. Büyük hayallerle başlayıp büyük hayal kırıklığına uğramanızı istemem. Ben üretimhanemi 2 yıl işlettim ve güzel para da kazandım ancak sürekli çalışmak, hiçbir yere gidememek, gittiğimde ertesi gün şehrime geri dönmek zorunda kalmam beni artık yordu. Artık insanın gözü parayı görmüyor bir yerden sonra.
ÜRETİMHANE AÇMANIN ARTILARI:
- Büyükçe bir yer açarsanız güzel para kazanırsınız.
- Normal bir dükkan gibi sürekli başında durmak zorunda değilsiniz.
- Normal bir işe göre az bir sermayeyle açabilirsiniz.
- Bir gerçeği ifade etmek için söyleyeyim vergi vermek zorunda değilsiniz. Üretimhaneler kapıları kapalı, dışarıdan görünmeyen yerler olduğu için. Doğru ya da yanlış o ayrı bir konu.
- Ürettiğiniz yavruların elinizde kalması gibi bir durum olmaz.
ÜRETİMHANE AÇMANIN EKSİLERİ:
- Dükkanınızda canlılar olduğu için sürekli aklınız ordadır.
- Ufak bir problem olup da yavru alamadığınızda moraliniz çok bozulur.
- Normal bir dükkan gibi kapatıp istediğiniz yere bir-iki haftalığına gidemezsiniz. Bugün çıkarsınız yola en geç iki gün içinde gelmeniz gerekir. İki gün bile tehlikelidir.
- Ani ölümler yaşadığınızda sermayeniz gitmiş olur.
- Dükkanla sadece kendiniz ilgilenirseniz aileniz ve kendiniz için çok vakit ayıramazsınız.
- Dükkanda iş hiç bitmez. Bugün suları değiştirdiniz her şey harika. 3-4 gün içinde hiçbir şey yapmamış gibi olur. Bu 3-4 gün içinde de başka işler çıkar.
Aziz dostlar, yukarıda söylediklerim benim kendi tecrübelerim. Söylediklerimin eksiği var fazlası yok. Bazı şeyler yaşayarak öğreniliyor. Üretim işiyle ilgilenen dostlar katkıda bulunurlarsa üretim düşünen arkadaşların tecrübeleri yaşayarak öğrenmesine gerek kalmayacağı kanaatindeyim. Eksik gördüğünüz yerleri siz paylaşın lütfen.
Makale tamamen şahsıma aittir. İznim alınmadan başka bir yerde yayınlanamaz, alıntı yapılamaz!
Forum Bilgilendirme Mesajı